GençVeteriner | Veteriner Hekimlik ve Evcil Hayvan Portalı
Veteriner Hekim ve Evcil Hayvan Platformu

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı C!LG!N_17

  • Aktif Üye
  • *
    • İleti: 174
    • Teşekkür: 49
    • Cinsiyet:Bay
  • Sınıf: Mezun
  • Üniversite: Yüzüncü Yıl
      ÖSTROJEN ETKİLİ BİTKİLER
Bitkilerin de östrojenik aktiviteye sahip oldukları ilk olarak 1941 yılında
Emmens tarafından bildirilmiştir. Bu araştırıcı “ Progöstrojen” olarak tanımladığı bir kısım bileşiklerin hayvanlar tarafından alındıktan sonra metabolize edilerek aktif hale geçtiklerini ve östrojen benzeri etki gösterdiklerini belirtmiştir . Daha sonra bu bileşiklere kısaca “fitoöstrojenler” adı verilmiştir.
Yem bitkilerinde östrojen bileşiklerinin önemi Avustralya’da yeraltı üçgülü
meralarında otlayan koyunlarda üreme bozukluklarının görülmesiyle anlaşılmıştır. Avustralya’da yeraltı üçgülü, A. B. D. ve Kanada’da yonca ve üçgül türleri ile yapılan çalışmalarda östrojenlerin üremeyi olumsuz yönde etkilediği ve üreme organlarında bazı değişiklikler yaptıkları görülmüştür. Avustralya’da yapılan seleksiyon çalışmaları ile östrojen bileşikleri yönünden düşük yeni çeşitler ıslah edilmiştir. Yapılan araştırmalarda mera ıslah çalışması sonucunda meraların fitoöstrojen içeren çeşitli üçgül (Clover) türleri bakımından oldukça zenginleşmiş olduğu dikkati çekmiştir. Koyunlarda fertilitenin azalmasıyla karakterize olan bu hastalığa “ Clover Disease ” denmiştir . Son yıllara kadar yapılan araştırmalarda sadece üçgül ya da fiğ, burçak gibi baklagillerde değil 300’e yakın bitki türünde östrojen benzeri maddelerin bulunduğu tesbit edilmiştir.
   
Bitkilerde Yaygın Olarak Bulunan Fitoöstrojenler
zaflovan
Coumestan
Formonentin
Cumestrol
Diadzein
4-metoxy coumestrol
Biochanin A
Genistein
Pratensein
Prunetin

Yem maddeleri ile alınan fitoöstrojenler önce rumende olmak üzere çeşitli
organlarda metabolize olarak farklı metabolitlere dönüşürler. Örneğin, Formonentin ve Biochanin A’nın intraruminal uygulanmasını takiben kan plazmasında ve yağ depolarında Diadzein ve Genistein’e rastlanmıştır. Aynı bulgu intramusküler uygulamalarda da elde edilmiştir. Formonentin’in bir diğer metabolize olma yolu da 4-metoxyequol üzerinden equole dönüşmesidir.
Östrojenik etkili maddelerin aktivite ölçümünde farelerin uterus ağırlığında oluşan artıştan yararlanılır. Bilinen en östrojenik madde sentetik yolla üretilen ve önceleri besihayvanlarında et üretimini artırmak için kullanılan fakat şimdi hemen her ülkede yasaklananDietilstilbestrol (DES)’dur. Fitoöstrojenler içerisinde en aktif olanları zoflavonlardan Genistein ve Coumestanlardan Coumestrol’dur.
 

FİTO-ÖSTROJENLERİN ANTİÖSTROJENİK ETKİLERİ
Fitoöstrojenler, östrojenik etki bakımından kendilerinden daha güçlü
maddelerle birlikte kullanıldıklarında bu maddelerin aktivitelerinin düşmesine neden olmaktadır. Bu etki Östrojen reseptörlerinin fitoöstrojenler tarafından işgal edilmesi sonucunda meydana gelir. Kendilerinden daha güçlü etkiye sahip diğer östrojenler reseptör bulamadıklarından aktivite gösteremezler ve bu şekilde anti östrojenik etki oluşur.
 
YEM MADDELERİNDEKİ ÖSTROJENİK AKTİVİTEYİ ETKİLEYEN
FAKTÖRLER
Bitkinin Türü ve Çeşidi:
Buğdaygiller ve baklagiller grubuna ait bir çok Yem bitkisi östrojenik
aktiviteye sahiptir. Buğdaygiller içerisinde çayırotu ve mısır silajı, baklagillerden ise yonca ve çeşitli üçgül türleri (başta yeraltı, ak ve çayır üçgülü) en fazla aktiviteyi gösterirler. Korungada ise östrojenli bileşiklerin bulunmadığı saptanmıştır (1, 19).
Tablo da bazı bitkilerdeki fitoöstrojen düzeyi uterus ağırlığındaki değişimlerden
yararlanılarak ölçülen fare birimi olarak verilmiştir
Bazı Bitkilerde Fare Uterus Testi ile Ölçülen Östrojenik Aktivite Düzeyleri
Bitki Türü Östrojen Aktivitesi,                             Fare Birimi/Kg Kuru
                                                                                            Madde
Çeşitli çayır otları                                                                700-12500
Çayır silajı                                                                            225
Çeşitli üçgül türleri                                                              83-2270
Mısır silajı                                                                            10213
Yeşil mısır                                                                            4030
Çavdar kepeği                                                                       740
Şeker pancarı yaprağı                                                           15-918
Kuru şeker pancarı posası                                                     120-1150

Bitkinin Biçim Zamanı ve Mevsimi:
Genelde tüm bitkilerde çiçeklenme devresine kadar öströjenik aktivitede bir
artış söz konusudur. Yoncada en yüksek aktivite 3. ya da 4. biçimde çiçeklenmeden hemen sonra tesbit edilmiştir. Yine ilkbaharda ve yaz aylarının son günlerinde diğer mevsimlere göre daha yüksek aktivite vardır.

Bitkinin Konservasyon Metodu:
Sıcak hava ile yapılan kurutmalarda aktivite fazla etkilenmezken, güneşte
kurutmada aktivitedeki düşüş daha fazladır. Silaj yapılmasıyla ise aktivitede artış gözlenebilir. Östrojenli bileşiklerin oranı kuruma ile hızla azalır. Bu nedenle baklagil kuru otları ile beslenen hayvanlarda östrojenlerin olumsuz etkileri görülmez.

Küf Üremeleri:
Bazı küfler bitkilerdeki östrojenik aktivitenin artışına sebep olmaktadır.
Bunların dışında gübreleme ve toprak ıslahı, havanın güneşli veya yağışlı olması gibi birçok çevresel faktörde östrojenik aktivite üzerinde etkili olmaktadır.
 
Hayvanlar üzerine etkileri
Koyunlar Üzerine Olan Etkileri :
Koyunlar fitoöstrojenlerden en fazla etkilenen hayvanlardır. Kalıcı veya geçici
kısırlığa sebep olarak sürüde normalde % 80-90 kadar olması gereken doğum oranını % 30’lara kadar indirebilmektedir. Ayrıca güç doğum oranları artmakta, kuzu ve koyunlarda çeşitli patolojik değişimler sonucunda yüksek ölüm oranı görülebilmektedir. Çoklu doğum oranları da önemli ölçüde azalmaktadır.nfertilitenin sebebi olarak serviksten salgılanan mukoz salgının özelliğini yitirmesi sonucu spermanın ovidukt’a geçişinde meydana gelen güçlük gösterilmektedir. Uzun süre yüksek düzeyde fitoöstrojen ihtiva eden yem maddelerinin yenmesi sonucunda serviksin histolojik yapısında kalıcı değişiklikler oluşmakta ve buna bağlı olarak kalıcı kısırlık şekillenmektedir. Servikste epitel hücrelerinde metaplazi, mukus salgılayan hücrelerin sayısında azalma, lamina propria da bulunan hücre sayısında artma, akut ya da kronik serviks yangıları gibi değişimler gözlenebilmektedir. Aynı histolojik değişimlerin sürekli (yüksek dozda) 17B- östradiol uygulaması ile de oluşabileceği bildirilmektedir.Uzun süre Formonentinden zengin üçgül türlerinin yenmesi sonucu uterusta da endometrium hipertrofisi veya hiperplazisi, hydrops uteri, akut ya da kronik metritis gibi çeşitli değişimler oluşmakta ve bunlar da infertilitenin sebebi olabilmektedir.
Koçlar Üzerine Etkileri:
Uzun süreden beri yapılan çalışmalarda fitoöstrojenlerce zengin yemlerin
verilmesiyle sperma kalitesinde ya da diğer döl verim özelliklerinde önemli bir
değişiklik görülmemiştir. Bazı vakalarda ise başta glandula bulbourethralis olmak
üzere erkek eklenti bezlerinin büyüyerek ürethraya baskı yapması sonucu hayvanların üremiden öldüğü bildirilmektedir.

Sığırlar Üzerine olan Etkileri:
Fitoöstrojenler, rumende daha hızlı metabolize olduklarından, sığırlarda
koyunlardakine benzer şekilde kalıcı kısırlık gibi ciddi döl verimi, problemlerine
neden olmazlar. Bununla birlikte fitoöstrojen içeren bitkilerin uzun süreli tüketilmesi sonucu östrus siklusunda düzensizlikler, iç ve dış üreme organlarında çeşitli klinik değişimler, meme bezlerinde büyüme, gebelik ve doğumda çeşitli problemler ile karşılaşılmaktadır.
Besi Hayvanları Üzerine Olan Etkileri :
Fitoöstrojen içeren yem maddelerinin büyümekte olan hayvanlarda canlı
ağırlık artışını uyardığı bildirilmektedir.Gardner ve Adams (10), koyunlarla yapmış oldukları bir araştırmada,taşyoncası gibi fitoöstrojen içeren bitkilere sahip mer’alarda otlatma sonucu elde edilen canlı ağırlık artışının, fitoöstrojen ihtiva etmeyen (Medicago truncatula) bitkilerle kaplı mer’alarda otlatılanlara göre daha yüksek olduğunu gözlemişlerdir
ALINABİLECEK TEDBİRLER:
Ruminantların beslenmesinde kullanılan kaba yemlerin birçoğunda fitoöstrojenlerin bulunması alınabilecek tedbirleri önemli ölçüde sınırlamaktadır.
Aşağıdaki tedbirler sonucunda bitkilerin fitoöstrojen konsantrasyonunda azalma
görülebilir.
???Çayırlar erken biçilmemelidir.
???Mer’alar yeteri kadar dinlendirildikten sonra otlatılmalıdır.
???Başta azotlar olmak üzere, gübrelerin az kullanılmasına özen gösterilmelidir. Kullanılacak
gübre miktarı bir defa yerine birkaç kısma bölünerek atılmalıdır.
???Baklagiller mümkün olduğunca tam çiçeklendikten sonra biçilmelidir.

DEĞERLENDİRMELER:
Ülkemizde de koyunculuk büyük ölçüde mer’aya dayalı olarak yapılmaktadır.
Yurdumuzda mer’a bitkilerinin östrojenik aktiviteleri ve mer’a Bitkileri ile infertilite arasındaki ilişkiyi araştıran fazla çalışma yapılmamıştır.
Mer’alarımızda östrojenik Etkili üçgül gibi çeşitli baklagillerin yeterince
bulunmayışı, koç katımı döneminde ülkemizin büyük bölümünde mer’aların kuru bitki örtüsüile kaplı olması, kaba yemlerin konservasyonunda daha çok östrojenik aktiviteyi azaltıcı etkisi olan kurutmanın tercih edilmesi nedeni ile ülkemizde fazla sorun meydana getirmemektedir.

Linkback: http://www.gencveteriner.com/index.php?PHPSESSID=0e81dac96ebc048116ab24dc3f4c044b&topic=2395.0
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.