GençVeteriner | Veteriner Hekimlik ve Evcil Hayvan Portalı
Veteriner Hekim ve Evcil Hayvan Platformu

ULTRAFİLTRATİON (ULTRAFİLTRASYON)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı eXcaLibuN

  • Administrator
  • Fanatik Üye
  • *
    • İleti: 4732
    • Teşekkür: 1600
    • Cinsiyet:Bay
  • Veteriner Hekimlerin Dünyası
  • Sınıf: Mezun
  • Üniversite: Yüzüncü Yıl
ULTRAFİLTRATİON (ULTRAFİLTRASYON)

Bir çözeltideki kolloidal veya moleküler boyutlardaki parçacıkların, uygun genişlikte porları olan (14 µm-0.025 µm ) bir zar aracılığı ile yüksek basınç altında ayrılmasına ultrafiltrasyon denir. Küçük moleküller bu şekilde ayrıldığında bu işlem makro moleküllerin konsantrasyonuna da hizmet etmiş olur. Bu yöntem su ve atık suların hastalık etkenleri açısından araştırılmasına da hizmet eder. Zarlar sentetik polimerlerden  ve inert olmalıdır. Selluloz olmaması önerilmektedir.
Ultrafiltrasyon veya diyafiltrasyon, hidrostatik basınç farklılığını izleyerek yarı geçirgen bir zarla birbirinden ayrılmış olan iki sıvının düşük hidrostatik basıncın olduğu tarafa doğru transportu şeklinde de tarif edilebilmektedir. Mesela böbreklerde glomerular filtrat oluşumu veya çeşitli kan temizleme işlemleri ve yine  vücut içerisinde kılcal damarlardan plazmanın süzülmesi,  bu esasa göre çalışmaktadır (hemofiltrasyon).
Moleküllerin zardan geçişleri; zarın niteliği, uygulanan basınç, çözünmüş maddenin konsantrasyonu, ısı ve ıyon miktarından etkilenir.
Membranın geçirebilirlik özelliğine göre çözücünün yanısıra çözünmüş maddelerin de transportu mümkündür.
Ultrafiltre: Kolloit parçacıkların çözeltilerinden basınçla veya emilim suretiyle ayrılmasında kullanılan filtrelerdir. Kollodium filtreler, sellulozester folyeler (Zsigenondi filtreleri), polivinilalkol filtreleri kullanılır. Por  genişliği bu filtrelerde tam olarak ayarlanabilir ve alkol, eter, aseton, asetik asit ilavesi ile değiştirilebilir.  Ultrafiltre zarlar; kolloidlerin, bakterilerin ve virusların ayrılmasında uygundur. Ultrafiltrasyon, sütte ve içme suyunda mikroorganizma sayımına hizmet eder.  Virusların izolasyonuna ve büyüklüklerinin belirlenmesine, yine bunun gibi kolloidal parçacıkların büyüklüklerinin belirlenmesine yarar.
Dialyse (diyaliz) : Tamamen çözünmüş veya kolloidal şekilde çözünmüş parçacıkların onların molekül büyüklüklerine veya ağırlıklarına bağlı olarak yarı geçirgen bir zar yardımı ile ayrılması tekniğidir. Bu durumda gerçekten çözünmüş olan maddeler zarı geçerlerken kolloidler geride kalırlar.
Bu ayrım için gerekli güç, membranla ayrılmış sıvı kompartmanlarının konsantrasyon farklılığıdır. Diğer itici kuvvetler, çözücü ve çözünenin transportu yanısıra, hidrostatik (ultrafiltrasyon) ve kolloid osmotik basınç farklılıkları olabilir (osmosis).
Hemodialyse (hemodiyaliz): Kanın vücut dışında temizlenmesi tekniğidir. Hastadan bir bağlantı sistemi ile alınan kanın önce heparinle pıhtılaşması önlenir. Bir kan pompası aracılığı ile diyaliz cihazının arteriyel boru sistemine pompalanan kan  bir diyalizatörden geçirilerek vücut dışı venöz boru sistemi üzerinden hastanın dolaşım sistemine geri verilir. Bu sistemde ölçüm düzenekleri ve detektörler kan akımını ( kan akımı dakikada 300 ml olmalıdır ), bileşimini, ısısını ve diyalizatın akış hızını kontrol ederler ( Dakikada 500 ml olmalıdır ).
Kan ve diyalizatın basınç oranları, zar defektleri ve sistemdeki venöz kanın hava içeriği kontrol edilir.  Kanın basıncının yükseltilmesi ve diyalizatınkinin düşürülmesi ile ultrafiltrasyon artırılabilir. Hemodiyaliz haftada 2-3 kez yapılır ve her seferinde 4- 7 saat sürer.
Dialysator (diyalizatör):  Diyaliz cihazının bir parçasıdır. Diyalizatörde kan ve diyalizat ince yarıgeçirgen bir zarla (10-15µm) ayrılmış iki kompartmandan akan iki madde arasında sıvı değiştokuşu olur (diyaliz ve ultrafiltrasyon).
Diyalizatörün özellikleri zar yapısına, zarın materyaline (sellüloz asetat, poliakrilnitril), membran yüzeyine, diyalizatın akış hızı ve basıncına bağlıdır.  Kan ve diyalizat genellikle karşıt akım prensibi ile akarlar.
Semipermeabl zar (yarı geçirgen zar): Bunlar sadece su molekülleri gibi güçük moleküllerin geçişine izin verirler relatif katı maddeleri - kristalloid, kolloid gibi- geçirmezler. Örn. Parşömen kağıdı.
Ultrafiltre ve diyalizan zarlar: Su ve tüm kristalloidlerin geçmesine izin verip kolloitlerin geçmesini kısıtlayan zarlardır.
Selective  permeabl (seçici geçirgen ) zarlar: Bir çözeltideki farklı özellikler taşıyan parçacıklardan bir kısmını geçirip diğer bir kısmının geçmesine imkan vermeyen zarlardır. Kolloidlerin hiçbirini geçirmeyip kristalloidler için de seçici davranır. Örn. canlı organizmadaki hücre zarları.
Moleküler parçacıklı çözelti: Bu çözeltide parçacıkların çapı 1 nm den daha küçüktür. Örn.Tuzların sudaki çözeltileri.
Kristalloid maddeler ve çözeltileri: Yarıgeçirgen bir zardan geçebilen ve kristalleşme özelliğine sahip maddeler ve bunları bulunduran çözeltilerdir. Örn. Glukokortikoid kristalleri ve bunların sulu çözeltileri.
Kolloidçözelti: İçerisinde büyüklüğü 1-100 nm arasında parçacıkları bulunduran çözeltidir. Örn. Protein çözeltisi, jelatin çözeltisi.
Kaba parçacıklı çözelti: Parçacık boyutu 100 nm den fazladır, ortamından kolaylıkla ayrılabilir. Örn.Plazmanın kan hücreleri ile yaptığı çözelti.



Linkback: http://www.gencveteriner.com/index.php?PHPSESSID=c27eb8d4609f7b3501651d395fc8d003&topic=348.0
Beşeri hekimlik insan içinse Veteriner Hekimlik insanlık içindir.
Denilebilir ki insan hekimliği veteriner' in yanında okyanusa karşı iç deniz gibidir... 'İsmet İnönü - 1943'
Bilgi, paylaşıldıkça çoğalır.
Kör bir kurşun kalem dahi, keskin bir hafızadan daha iyidir.

https://vetrehberi.com