GençVeteriner | Veteriner Hekimlik ve Evcil Hayvan Portalı
Veteriner Hekim ve Evcil Hayvan Platformu

Farmakokinetik ,Absorpsiyon (emilim)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı barbaros_66

  • Acemi Üye
  • *
    • İleti: 37
    • Teşekkür: 4
    • Cinsiyet:Bay
FARMAKOKİNETİK

Farmakokinetik  ilaçların :

Absorpsiyon (emilim),
Dağılım,
Metabolizma (Biyotransformasyon) ve
Eliminasyonunu  , (ADME) kantitatif olarak ve özellikle zaman boyutları içinde inceler.


Absorpsiyon Ve Membranlardan Geçiş

İlaçların uygulandıkları yerlerden kan veya lenf dolaşımına geçmeleridir.
Absorpsiyon hızı, yani birim zamanda emilen ilaç miktarı çeşitli biyolojik faktörlere bağlıdır :
1.   İlaç ile ilgili faktörler
2.   Veriş yeri ile ilgili biyolojik faktörler
 
 
İlaç molekülünün fizikokimyasal özellikleri


  Molekül büyüklüğü : Büyük moleküllü ilaçların absorpsiyon hızı genellikle küçük moleküllü olanlardan daha yavaştır. Ancak bazen ufak moleküllü ilaçlar, yapımları sırasında etki sürelerini uzatmak için inert maddelerle birleştirilerek (dekanoat, enantat, sipionat, sikloheksilpropionat, izoheksanoat esterleri yapmak gibi) absorpsiyonları yavaşlatılır.


    Lipofiliklik : İlacın hücre membranının lipid ortamında çözünme eğiliminin ölçüsü :
    (Lipid / Su) partisyon katsayısıdır.
     Bu katsayı nekadar büyükse hücre membranından absorpsiyon hızı o kadar fazladır. Ortamın pH’ına bağlı değişebilir. İlaçların sulu ortamdaki non- iyonize ( iyonize- olmamış) fraksiyonları lipofiliktir. Asidik ilaçlar asidik ortamda, bazik ilaçlar bazik ortamda non- iyonize haldedirler, yani absorpsiyonları daha fazladır.


   İlacın farmasötik şeklinin fiziksel özellikleri : Solüsyon halindeki ilacın absorpsiyonu, süspansiyon veya emülsiyonlardan daha hızlıdır. Tablet, draje gibi katı farmasötik şekildeki ilaçların absorpsiyonundan önce bunların ilk olarak parçalanması (disintegresyan) ve daha sonra da bu parçaların mide- barsak sıvılarında çözünmesi (dissolüsyon) gereklidir. Son zamanlarda, hız- kontrollu farmasötik şekiller içindeki sabit hızla salınan ilaçlar piyasalanmıştır


   İyonizasyon-1 : İlaçların çoğu kimyaca zayıf asid (genellikle karboksil grubuna bağlı) veya baz niteliğinde (genellikle amino, -NH2  grubuna bağlı) maddelerdir. Amin türevi bazik bir ilaçla, karbosil türevi asidik bir ilacın iyonizasyon formülü şöyledir :
        Bazın iyonizasyonu :
         R-NH2+ H+ Û R- NH3+   
       Asidin iyonizasyonu :
         R-COOH Û R-C00- + H+   


  İyonizasyon-2 :
   
  Kural olarak : Çevreye hidrojen iyonu veren maddeler asidik, çevreden hidrojen iyonu alan maddeler baziktir.   Zayıf asid ve bazların sulu ortamda iyonize olma oranları, ortamın pH’sı ve ilacın pKa (=iyonizasyon sabiti = -log Ka) değeri ile ilgilidir . Bu oran Henderson- Hasselbach denklemi ile saptanır :


  İyonizasyon-3 :
  Henderson- Hasselbach denklemi :
  Asidler  için :            
  pKa – pH = Log [noniyonize ilaç kons.] / [iyonize  ilaç kons.]   
 Bazlar için :
  pH - pKa  = Log [(noniyonize ilaç kons.] / [iyonize  ilaç kons.]   
 İlacın    pKa değeri, vücut sıvılarının pH’ına yakınsa, pH’daki ufak bir değişme ilacın iyonizasyon derecesinde büyük değişiklik yapar.


    İyonizasyon-4 :
    Kural olarak : Ortamın asiditesi artarsa (= pH’sı düşerse) asetilsalisilik asid gibi zayıf asidlerin non- iyonize kısımlarının oranı artar, bu nedenle absorpsiyonları kolaylaşır. pH’nın yükselmesi ise ters yönde etki yapar. Bazik maddeler ise bazik ortamda non- iyonize durumdadırlar.

   
   İyon Tuzağı :
    Pasif difüzyona uygun bir membranla ayrılmış iki kompartımanda eğer pH farkı varsa, bu farka bağlı olarak ilaçlar daha fazla iyonize olmalarına uygun olan kompartımanda toplanma eğilimindedirler. Non- iyonize kısımlar membrandan geçebildiği için her iki kompartımanda denge haline ulaşır (örn. morfin’in mide sıvısında toplanması).


 İlaç konsantrasyonu : İlacın uygulandığı yerdeki konsantrasyonu yüksek olursa absorpsiyonu genellikle hızlı olur.
 
  İlacın farmakolojik özelliği : Belirli sayıdaki ilaçların farmakolojik özellikleri emilim hızını etkiler. Örn. vasokonstriktör ilaçlar uygulandıkları yerden geçen kan akımını azaltarak kendi absorpsiyonlarını azaltırlar.


Veriliş Yeri ile ilgili Biyolojik Faktörler

  Doku perfüzyonu : Şok, hipotansiyon, konjestif kalp yetmezliği, miksödem ve arter tıkanıklığı gibi durumlarda doku kan akımının azalması ilaçların absorpsiyon hızlarını azaltır. Bazen bu duruma ilaçların kendileri neden olur.
 
  Absorbe eden yüzeyin genişliği ve geçirgenliği : İlaç ne kadar geniş yüzeye uygulanmış ve bu yüzey ne kadar geçirgen ise absorpsiyon hızı o kadar fazla olur. Cilt, mukozalara göre daha az geçirgendir.

 Membranlardan Geçiş


1.   Pasif (Basit) Difüzyon
2.   Aktif Transport
3.   Kolaylaştırılmış Difüzyon
4.   Pinositoz (endositoz / ekzositoz)
5.   Reseptör Aracılı Endositoz

Pasif (Basit) Diffüzyon:

   
   
    Geçişin yön ve hızını saptayan faktör, hücre tabakasının ayırdığı iki ortam arasındaki ilaç konsantrasyonu farkıdır. Yani geçiş yüksek konsantrasyondan düşük konsantrasyona doğru (konsantrasyon gradiendine göre) Fick Diffüzyon kanununa uygun şekilde, bir (1) kinetiğiyle olur. Enerji ve taşıyıcı gerekmez.   

 


 Fick Kanunu : 
Difüzyon hızı = Difüzyon katsayısı x  (Cdış - Ciç )

Vücutta absorpsiyon olaylarında genellikle bu denge oluşmaz.
(Cdış - Ciç ) = konsantrasyon gradienti
Cdış = İlacın uygulandığı yerdeki konsantrasyonu
Ciç  = İlacın plazmadaki konsantrasyonu
Cdış >>> Ciç olduğundan Ciç ihmal edilir.

Difüzyon hızı = Difüzyon katsayısı x Cdış


Birinci Derece Kinetiği :

Absorpsiyon hızı : ka x C

C = C1  (matematiksel üs kavramına göre)
Olayın hızı C1 ile orantılı olduğundan birinci derece kinetiğine uyar




Aktif Transport

   
    İlaç, düşük konsantrasyonda bulunduğu ortamdan yüksek konsantrasyonda olduğu ortama doğru yani konsantrasyon gradiendine karşı veya iyonize atom kendisini çeken elektriksel alandan iten alana doğru (elektrokimyasal gradiende karşı) taşınır.
    Taşıyıcı gereklidir (benzer yapıdaki maddeler taşınma için yarışırlar), sayısı ve bağlama kapasitesi sınırlı olduğundan doyurulabilir bir süreçtir, doygunluktan sonra konsantrasyon ne kadar artarsa artsın geçiş hızı artmaz, sıfır (0) derece kinetiğe uyar.



Sıfır Derece Kinetiği :
   Absorpsiyon hızı : ka x C
         C0 = 1 (hız konsantrasyondan bağımsız)
   Absorpsiyon hızı = k

Sıfır derece kinetiği iki durumda oluşur :
1.   Aktif transport/kolaylaştırılmış difüzyonda doygunluk olmuşsa,
2.   İlaç, sabit hızda salıveren farmasötik şekiller halinde uygulanmış ise.

 
   Enerji gereklidir (ATP kullanılır): İskemi gibi enerji metabolizmasını bozan olaylar veya dinitrofenol veya florür gibi ATP oluşumunu bozan bazı maddeler bu olayı durdurabilir.
    Aktif transportta, ilaç konsantrasyonu taşıyıcının doygunluk konsantrasyonunun üzerinde ise geçiş sıfır derece kinetiğe uyar. Konsantrasyon azalıp doygunluk hali ortadan kalkarsa Michaelis- Menten Kinetiğine uyar :    
   
 

Michaelis- Menten Kinetiği :    
   
Absorpsiyon Hızı = V= [Vmax. x C] / [Km + C]
   
   C < Km ise V=[Vmax./Km]xC  (1. Derece kinetiği)

   Km< C ise  V=Vmax.           (Sıfır derece kinetiği)



Kolaylaştırılmış Diffüzyon

   Geçiş pasif diffüzyonda olduğu gibi yüksek konsantrasyondan düşük konsantrasyona (konsantrasyon gradientine göre) doğru olur. Ancak geçiş aktif transportta olduğu gibi taşıyıcı aracılığı ile olur, yani doyurulabilir bir süreçtir, ancak enerji gerektirmez.   
   
Taşıyıcı aracılı transportta bir maddenin taşınması tek başına oluyorsa bu olaya üniport ,
diğer bir maddenin aynı yöndeki transportu ile kenetlenmiş ise ko- transport= simport (örn: barsak epitelinde şekerler veya amino asidler ile Na+ transportu) ve
diğer bir maddenin aksi yöndeki transportuna kenetlenmiş ise buna da kontra- transport = antiport (örn: eritrositler , kalp ve düz kas hücrelerinde Ca++ / Na+ giriş –çıkışı) adı verilir.


Pinositoz (endositoz/ekzositoz)

   Yüksek molekül ağırlıklı maddeler, kolloidal tanecikler ve ilaç taşıyan lipozomlar; hücre içine alınırken önce hücre membranının dış yüzünde oluşan çukura girip, çevresindeki membran tarafından sarılırlar, ve daha sonra oluşan kesecik (pinositotik vezikül) membrandan koparak içindeki madde ile birlikte sitoplazmaya girer (endositoz). Aynı olay hücre içinden dışına doğru olursa buna ekzositoz da denilir.


Reseptör aracılı endositoz

   
    İnsülin gibi bazı peptid hormonlar, büyüme faktörleri veya iri cüsseli moleküller (LDL veya onunla birleşmiş siklosporin molekülü, antikorlar gibi) hücre membranı üzerinde özel çukurlara kümelenmiş kendilerine özgü reseptörlere bağlanarak ve bu reseptörleriyle birlikte hücre içine girerler. Bu çukurların iç yüzü klatrin adlı bir protein ile kaplanmıştır.


YYÜ VETERİNER FAK.
 

barbaros_66


Linkback: http://www.gencveteriner.com/index.php?PHPSESSID=2a65a7e16b16854e21c1ab6a93f296f9&topic=279.0



Çevrimdışı sizleronlar

  • Üye
  • *
    • İleti: 12
    • Teşekkür: 0