GençVeteriner | Veteriner Hekimlik ve Evcil Hayvan Portalı
Veteriner Hekim ve Evcil Hayvan Platformu

12 Eylül sadece insanları değil atları da vurdu

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı KARADUMAN

  • Üye
  • *
    • İleti: 9
    • Teşekkür: 1
12 Eylül sadece insanları değil atları da vurdu
Tuhaf ama gerçek. 12 Eylül, bir at neslinin tükenmesine neden oldu. İşte at neslinin yok oluş öyküsü..

] 12 Eylül 1980’de yapılan darbe, sivil hayatta gerçekleştirdiği büyük yıkımlarla birlikte, doğal hayatın seyrini de olumsuz etkiledi. ‘Osmanlı atı’ olarak bilinen ve Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesindeki Uzunyayla bölgesinde yetişen atların, sıkıyönetim tedbirleri yüzünden nesli tükeniyor.


 Zaman'ın haberine göre, bu atlarla ilgili çalışma yürüten tek sivil toplum kuruluşu ‘Uzunyayla Koşum Atı Yetiştirme Cemiyeti’nin faaliyetlerine, sıkıyönetim döneminde kapatılan 24 bin dernek ve cemiyetle birlikte son verilmiş. Günümüzde Uzunyayla atlarını yetiştiren kişi ve kuruluş da maalesef kalmamış. Erciyes Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tayfur Bekyürek ve Veterinerlik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kaan İşcan’ın “Uzunyayla Atlarını Yaşatma ve Geliştirme Projesi” için yaptıkları araştırma bu konuda ilginç bilgiler içeriyor.


Bekyürek, Uzunyayla atlarının sahibine aşk derecesinde sadık olduğunu söylüyor. Bu atların önemini kaybetmesinin ise Osmanlı ordusunda atlı birliklerin azaltılmaya başlamasınının bir sonucu olduğunu, bu zamandan sonra uzunyayla atlarının da azaldığını dile getiriyor. Uzunyayla atlarının neslini devam ettirme çabasındaki son sivil girişim de 12 Eylül darbesinin kurbanı olmuş. 1937 yılında kurulan Uzunyayla Koşum Atı Yetiştirme Cemiyeti, darbenin ardından diğer cemiyetlerle birlikte kapatılmış. Başka sahip çıkan olmayınca da atlar neslinin tükenmesi tehlikesiyle karşı karşıya kalmış.


 Veterinerlik Fakültesi Dekanı, “1800’lü yıllarda Kafkaslardan Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesine gelen göçmenlerin beraberlerinde getirdikleri Kafkas ırkı atlar ile yük atı olarak bilinen Macar ırkı (nonius) atların çiftleşmesi ile ortaya çıkan Uzunyayla at ırkı, sürati, çevikliği, hiç durmaksızın çok uzun mesafe yol kat edebilmesi, çok zeki, hisli olmasıyla Türk insanının yıllarca can dostu oldu. Uzunyayla’ya yerleşen göçmenler, maraton atı olarak da bilinen, yetiştirdikleri yeni ırka karşı büyük sevgi beslediler ve gelişmesi için onlarca yıl emek verdiler. Uzunyayla at ırkı, 1. Dünya Savaşı’na kadar Osmanlı ordusunun vazgeçilmez elemanı oldu. Uzunyayla atlarının sayısı 1920’lere kadar 16 bin iken, savaşın bitmesi ve yerlerini arabaların alması ile 1960’larda 3 bine kadar düştü. 1980 darbesinin ardından da atları yetiştiren son sivil toplum kuruluşu kapatıldı. Bugün maalesef bu atları yetiştiren kişi sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azaldı.” diyor.


 


Bu atlarının neslini sürdürmek için Prof. Dr. Bekyürek ve Doç. Dr. İşcan tarafından hazırlanan “Uzunyayla Atlarını Yaşatma ve Geliştirme Projesi” ise TÜBİTAK ve benzer kuruluşlar tarafından destek görmeyince rafa kaldırılmış. Bekyürek, projelerinin, Uzunyayla ırkı özelliğine yakın 9 dişi, bir aygır at bularak ya da Kafkaslar’dan ırkın temelini oluşturan at getirip, Macar ırkı atla birleştirerek yeniden Uzunyayla ırkını oluşturmaya dayandığını dile getiriyor. Projenin uygulanması durumunda sürekli göç veren Pınarbaşı ilçesinde istihdam alanı oluşturularak göçün önlenebileceğini, 200 milyar liraya kadar yüksek fiyatlarla satılabilen atların yetiştirildiği bir bölge için zemin oluşturulabileceğini anlatıyor.


 İşcan ise Türkiye’nin kendine has özel hayvan ırkları açısından zengin sayılabilecek durumda olmasına karşın bu zenginliklerini her geçen yıl giderek yitirmekte olduğunu belirtiyor. İşcan, “Ankara kedisi, Ankara tavşanı, Ankara keçisi, Van Kedisi, Sivas Kangal köpeği koruma altına alınmadığı takdirde yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadırlar. Uzunyayla atı, Anadolu at ırklarının en önemlilerinden biridir. Maalesef şu anda sayıları süratle azalmaktadır. Bu hayvanları yok olmaktan kurtarmak, ulusal varlıklarımızı sonsuza kadar yaşatmak, başta bilim çevreleri olmak üzere herkesi görevi olmalıdır.” ifadelerini kullanıyor.


 


Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesinde 2002 yılında büyük umutlarla açılan Pınarbaşı Uzunyayla At Yetiştirme ve Atçılık Eğitim Tesisleri de bölge insanının ilgi göstermemesi nedeniyle atıl duruma düşmüş. Günün şartlarında 570 milyar harcanarak kurulan çiftlik Adalet Bakanlığı’na devredilmiş. Bu çiftlik de artık tarım cezaevi olarak kullanılacak.
[/color]
Linkback: http://www.gencveteriner.com/index.php?PHPSESSID=742ff6faa7948cd5605483a8c7d8bf43&topic=2787.0