GençVeteriner | Veteriner Hekimlik ve Evcil Hayvan Portalı
Veteriner Hekim ve Evcil Hayvan Platformu

Hayvancılık işletmelerinde dezenfeksiyon uygulamaları

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı konyaetdepo

  • “Ham düşünceleri, ancak akıl pişirir.”
  • Tecrübeli Üye
  • *
    • İleti: 366
    • Teşekkür: 7
    • Cinsiyet:Bay
  • Veteriner Hekimlerin Dünyası
  • Sınıf: Mezun
Hayvancılık işletmelerinde dezenfeksiyon uygulaması, biyogüvenlik zincirinin önemli bir halkasıdır. Bir işletme için uygun olan dezenfektanları seçmek ve seçilen dezenfektanı doğru şekilde uygulamak bu konuda başarının püf noktasıdır.

Hayvansal üretimdeki yapısal değişimler, üretimin değişen felsefesi, insanların çevre ve sağlık konularında bilinçlenmesi bu alandaki uygulamalara da yenilikler getirmiştir.

Günümüzde çiftlik hayvanları bilimsel çalışmalar sonucu çok verimli olmuş fakat hastalıklara karşı daha dirençsiz hale gelmiştir. Hayvansal üretimin boyutları büyümüş ve buna ek olarak ekonomik baskılar nedeni ile kümeslerin devreler arasında uzun süre boş bekletilmesi olanağı kalmamıştır. Önemli hastalık etkenlerinin sayısı çoğalmış hem de hastalık oluşturma güçleri artmıştır. İşte bu koşullar altında bilimsel araştırmalar sonucu; güçlü ve geniş spektrumlu, içerdiği birden fazla kimyasal maddenin sinerjik etkisine sahip, çevre için zararsız yeni dezenfektanlar üretilmiştir.  Sürüleri infeksiyöz hastalıklara karşı koruyacak ve üreticiye ekonomik yönden destek olacak geniş spektrumlu ve etkinliği ispatlanmış modern dezenfektanlar günümüzde yaygın olarak mevcuttur.

Bu yazıda dezenfektan seçimi ve dezenfeksiyon uygulaması ile ilgili bazı genel prensipler özetlenmiştir.

TEMİZLİK: Temizlik uygulaması üç grup altında toplanır. Bunlar; 1) mekanik olarak temizleme, 2) dezenfeksiyon 3) sterilizasyon şeklide sıralanabilir.

Mekanik olarak yapılan temizlik, tüm kaba kirlerin gübre ve benzeri maddelerin kazınması, toplanıp atılması, süpürülmesi işlemleri ile başlatılır. Daha sonra su ile yıkama, basınçlı su, basınçlı hava ile artık maddelerin yüzeylerden sökülüp atılması işlemi yapılır. Son yıkama suyuna sabun ya da deterjan katılması, yüzeylerdeki yağlı kirlerin sökülmesine yardımcı olur. Gübre, kuluçkahane artıkları ve atılan tüm diğer maddelerin üretim ünitelerinden uzaklaştırılıp uygun şekilde yok edilmeleri gerekir.

Kaba temizliği yapılan ve yıkanan bir yüzey temiz görünümlüdür. Fakat bu yüzey üzerinde pek çok bakteri, küf ve benzeri maddelerin bulunacağı unutulmamalıdır.

Temizleme işlemlerinin ikinci aşamasında, yüzeylerde bulunan mikroorganizmaların öldürülme işlemleri yapılmalıdır. Bir ortamdaki virus, bakteri, mantar ve benzeri mikroorganizmaların sayıca azaltılıp zarar vermeyecek düzeye indirilmelerine “dezenfeksiyon”, tüm olarak öldürülüp yok edilmelerine ise “Sterilizasyon” denir. Üretim birimlerinde dezenfeksiyon işlemlerinin iyi bir şekilde ve periyodik olarak yapılması yeterlidir. Sterilizasyon ise enjeksiyon aletleri, aşı makineleri, bazı araç gereç ve üretim birimlerinde çalışan personelin ellerine uygulanmalıdır.

DEZENFEKTANLAR: Dezenfeksiyon amacı ile kullanılan çeşitli kimyasal maddelere dezenfektan ismi verilir. Dezenfektanların Ortak Özellikleri; mikrop öldürücü olmaları, insan ve hayvan için zehirleme özelliklerinin bulunmaması, suda eriyebilir olmaları, kalıcı kötü koku bulundurmamaları, madeni eşyalar veya diğer malzemeyi tahrip edici olmamalarıdır. Dezenfektanların nispeten ucuz ve kolay tedarik edilebilir olması da arzu edilen bir diğer özellikleridir.

DEZENFEKTAN SEÇİMİ: Dezenfektan seçiminde dikkate alınacak çok önemli iki husus dezenfektanın etkinliği ve güvenliğidir.

Etkinlik: (a) Biyolojik spektrum tüm patojenleri (viral, bakteriel ve fungal) ve sorun olan etkenleri kontrol edebilmelidir. (b) Bağımsız testler ile etkinlik doğrulanmış olmalıdır.  (c) Çiftlik koşullarında da ( organik kirlilik, sert su ve muhtemelen düşük sıcaklık) etkinliğin bulunduğuna dair kanıtlar bulunmalıdır.

Güvenlik: (a) Kullanıcı için güvenli olmalıdır. (b) Çiftlik hayvanları için güvenli olmalı ve zararlı bir potansiyel kalıntı bırakmamalıdır. (c) Ekipman ve kullanılan araçları aşındırıp çürütmemelidir. (d) Çevre için zararsız olmalıdır.

DEZENFEKSİYON UYGULAMASI : Dezenfeksiyon uygulaması sırasında dikkat edilmesi gereken önemli hususlar şunlardır:  1) organik kirlilik düzeyi, 2) dezenfekte edilecek yüzeyin yapısı, 3) sıcaklık seviyesi, 4) kullanılan suyun kalitesi, 5) uygulama süresi 6) etkinlik spektrumunun çevrede bulunan hastalık etkenlerine uygun olması ve  7) kullanılan dezenfektanın miktarı ve çözelti oranı.

Organik kirler:  Dezenfekte edilecek yüzey üzerinde organik kirlerin bulunması dezenfektanların etkisini zayıflatır. Bu durumdan bazı dezenfektanlar çok fazla diğerleri ise daha az etkilenir.   Burada altın kural bir yüzeyin dezenfekte edilmeden önce muhakkak kaba kir ve tozlardan arındırılmış ve ardından yıkanmış olmasıdır. Bu kurala daima uyulmalıdır. Bazı yüzeylerin temizlenmesi diğerlerinden daha kolaydır. Organik kir kalmasının engellenemediği durumlarda kirli koşullara uygun bir dezenfektanın kullanılmasına karar verilmelidir.

Yüzeyin tipi: Bazı tavuk kümeslerinin iç yüzeyi; ahşap, toprak veya kum gibi engebeli ve emici malzemelerle yapılmıştır. Böyle durumlarda kullanılan dezenfektanın fiziksel olarak bu yüzeylere nüfuz edebilme özelliği bulunmalıdır.

Sıcaklık: Bazı dezenfektanların etkisi sıcaklığın artması ile artabilir ve soğuk koşullarda azalabilir .  Bu özellik bakımından değişik dezenfektanlar arasında önemli farklılıklar vardır. Uygulamada yaygın olarak yapılan bir yanlış, muamele edilecek olan tabanın sıcaklığının önemsenmemesi ve bunun tüm binadaki hava sıcaklığı ile ilişkilendirilmesidir. Soğuk bir bina dezenfeksiyon uygulamasından kısa bir süre önce ısıtılırsa, bunun beton tabanın sıcaklığını artırmaya fazla bir etkisi olmadığı hatırlanmalıdır.   

Su Kalitesi: Suyun sertliği bazı dezenfektanların aktivitesi üzerine önemli ölçüde etki yapar ve bu nedenle bir faktör olarak dikkate alınmalıdır.

Temas süresi: Yüzey bakteri sayımında kabul edilebilir bir düşüş sağlanması için muhtelif dezenfektanlara ait temas süreleri arasında önemli farklılıklar bulunabilir. Çoğunlukla dezenfektanların güçlü etkisi kimyasal sistemin sulu safhasında yani yüzeyin ıslak kaldığı sürede olur.

Etkinliğin spektrumu: Kanatlı hastalıkları ile ilgili olarak göz önünde bulundurulması gereken patojenlerin oldukça geniş bir spektrumu vardır. Bu alanda; Infectious bursal disease (IBD / Gumboro), Marek disease (MD), Infectious bronchitis (IB) Avian influenza (AI), Newcastle disease (ND), Turkey rhino tracheitis (TRT) ve benzeri  hastalıkların etkeni viruslar, çeşitli Salmonella etkenleri gibi   bakteriler, çeşitli fungi ve protozoalar bulunmaktadır. Birçok dezenfektan için In Vitro aktivite testleri mevcuttur. Bir aktivite testi ile ilgili sonucu değerlendirmek için testin uygulandığı koşulların ve bunların sahadaki koşullara uyarlanabilirliğinin bilinmesi gerekir. Dezenfektan aktivitesini belirlemek için farklı ülkelerce kullanılan çok sayıda resmi test sistemleri vardır ve bunlar arasında farklılıklar bulunmaktadır. Test sonuçlarına bağlı olarak dezenfektanların aktivitelerini mukayese ederken bu testlerin aynı koşullar altında yapılmış olması çok önemlidir.  İngiltere’de  (Birleşik Krallık, UK),  Department for Environment, Food and Rural Affairs’e  (DEFRA) bağlı bir dezenfektan onaylama sistemi vardır. Mevcut ticari dezenfektanlar buraya ihbarı mecburi hastalık etkeni viruslara ve bir grup bakterilere karşı test ve genel talimatlara, yönetmeliklere (general orders) uygunluklarının belirlenmesi için gönderilebilir.   Bu kurum (DEFRA)  onaylanan dezenfektanların listesini düzenli olarak yayınlar.

Çözelti oranı: Kullanılan dezenfektanın imalatçı firma tarafından hazırlanmış prospektüsü dikkatle okunmalıdır. Dezenfektan çözeltisi prospektüste yazılan oranlara göre hazırlanmalı, dezenfekte edilecek yüzeyin alanı ve gerekli ise hacmi önceden belirlenmeli ve kullanılacak dezenfektan çözeltisinin miktarı ona göre hesaplanmalıdır.

SONUÇ ;  Modern hayvancılık işletmelerinde hastalıklara yer yoktur. Hastalıklar hayvancılık işletmelerine ve ilgili endüstrilere çok büyük kayıplar verebilir. Korunma yapılmadığı zaman verim kayıpları ve ilaç masrafları işletmeye pahalıya mal olabilir. İşte bu nedenle biyogüvenlik kuralları geliştirilmiştir. Hayvancılık işletmelerinde dezenfeksiyon uygulaması, biyogüvenlik zincirinin önemli bir halkasıdır. Uygun olan dezenfektanları seçmek ve seçilen dezenfektanı doğru şekilde uygulamak ise bu konuda başarının püf noktasıdır.

Prof. Dr. F. Tahir Aksoy
Linkback: http://www.gencveteriner.com/index.php?PHPSESSID=919c4c017f3bba9ffa8bad44bb0f8645&topic=3894.msg7176
“İmkânın sınırını görmek için, imkansızı denemek lazım”