GençVeteriner | Veteriner Hekimlik ve Evcil Hayvan Portalı
Veteriner Hekim ve Evcil Hayvan Platformu

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı vethekim_01

  • Aktif Üye
  • *
    • İleti: 108
    • Teşekkür: 9
    • Cinsiyet:Bay
Brusella grubu bakterilerden ileri gelen hastalıklara toplu olarak Brusellosis adı verilir.  Bu hastalığa yavru atma hastalığı da denir. Genel olarak yavru atmaya, kısırlığa ve süt veriminin düşmesine sebep olur. Brusella hastalığı sığır, koyun, keçi gibi çiftlik hayvanları ile diğer hayvan türleri ve insanlarda kendini gösterir.

Etkenleri
İnsanlarda mal hastalığı veya malta humması olarak bilinen çok tehlikeli bir zoonozdur.
B. Abortus bovis: Sığırlarda
B. melitensis: Koyunlarda
B. suis: Domuzlarda 
B. Ovis canis gibi değişik türleri vardır. 
İlk üç etkende  insanlarda  hastalık oluşturur. İnsanlar için en patojen olanı B. melitensis’dir. Koyun ve keçi yetiştirenlerden bu hastalık sık görülür. Veterinerlerde risk altındadır. Brucella hastalığı dünyada yaygın olarak görülür.

Etiyolojisi
Etken, Gram negatif, sporsuz, 0,5 x 1 mikron boyutlarındadır.  Bütün brucella tipleri pastörizasyon ısısında 10–15 dakikada ölürler. Altı türü bulunan Brucella grubu mikroorganizmalardan Brucella melitensis, Brucella abortus ve Brucella suis halk sağlığı yönünden büyük önem taşır.

Hastalığın Bulaşma Yolları
Brusellosis, zoonoz bir hastalık olduğundan her zaman hayvanlar insanlar için bir enfeksiyon kaynağıdır. Meslek hastalığı olarak bilinen brusellosis, veteriner hekimler, hayvan tüccarları, mezbaha işçileri ve az gelişmiş ülkelerde hayvanları ile aynı yerde bulunan insanlar bulaşma ile her an karşı karşıya bulunmaktadır. Avrupa ve Rusya'dan damızlık sığır ve süt ineği getirilen yerlere bu hastalık girmiş ve bu hayvanlardan da çevreye yayıldığı bilinmektedir. Hastalık etkeni, en çok gebe hayvanların uterus içeriği, fötus ve fötal membranlarda bulunduğundan bunlar hastalık kaynağı olarak önemli yer tutarlar. Bulaşma, başlıca sindirim sistemi, sağlam veya portantreli deri, konjunktiva, çiftleşme ve sağım sırasında memelerin kontaminasyonu yoluyla meydana gelir. Son yıllarda vektörler üzerinde durulmakta, hastalığın naklinde sinek, sivrisinek, tahtakurusu, kene, pire gibi artropodalarla, yabani tavşan, sıçan, fare gibi kemiricilerin de rolü olduğu bildirilmiştir. Serçe, karga gibi kuşlarında portör olabilecekleri, bizon, geyik, dağ keçisi, ceylanlarda da enfeksiyon görüldüğünden hastalığın yayılmasında rol alabilecekleri bildirilmektedir.
Brusellozlu ineklerin çoğu aborttan sonra haftalarca, hatta aylarca sütleriyle mikrop çıkarırlar. Etkenin sütle çıkışı periyodik olup, laktasyonun sonuna doğru daha fazla sıklaşır. İneklerde, memeye yerleşmiş olan etken devamlı veya zaman zaman dışarı atılır. Doğumdan hemen sonra yani ağız sütü ile takriben 200.000 / ml etken atılır. Bazı ineklerin 7–9 yıl mikroorganizmayı çıkardıkları saptanmıştır. Abort yapmış keçi ve koyunlar, ilk 1-3 hafta içinde sütleriyle periyodik olarak mikroorganizmayı çıkardıkları, 3 haftadan sonra tespit edilemediği bildirilmektedir.
Brusellosis, duyarlı hayvanlara genellikle enfekte hayvanlarla doğrudan temas yoluyla veya enfekte hayvanların akıntılarıyla bulaşık çevreden geçer. Atık yavrular, yavru zarları ve sıvıları, yavru atmış veya doğum yapmış enfekte bir hayvanın vaginal akıntılarının hepsi son derece fazla sayıda enfeksiyöz Brucella mikroorganizmalarını içerir. Hayvanlar bu materyalleri yalayarak veya Brucella etkeni ile bulaşık su ve gıdayı tüketerek enfekte olurlar. Süt, idrar, dışkı ve eklem sıvıları da bakterilerin kaynağıdır. Enfekte boğa ve koçların semenlerinde de etken bulunur ve çiftleşme ile bulaşma olur. Ayrıca enfekte annelerden yavrularına anne karnında veya doğum sonrası enfekte ağız sütü ya da enfekte diğer hayvanların sütü ile beslenme sonucu bulaşma görülebilir.
Brucella insanlara çeşitli yollarla bulaşmaktadır. En yaygın bulaşma yolu mikroorganizma ile bulaşık çiğ süt ve süt ürünlerinin (peynir, krema, tereyağı, dondurma vs.) tüketilmesidir. Ülkemizde koyun-keçi sütlerinden yapılan peynirler genellikle hiçbir ısıtma işlemi uygulanmadan yapılmakta ve insanlar için risk taşımaktadır. Enfekte hayvanlar, hayvan karkasları, atık yavru ve atık yapan hayvanların genital akıntıları, idrar ve dışkıları ile doğrudan temas ile bulaşma olabilir. Doğrudan temasta sindirim sistemi ile bulaşma ön planda olmakla birlikte hasarlı deriden ve solunum yoluyla bulaşma da söz konusudur.
Ülkemizde Güneydoğu bölgelerimizde çiğ köfte yeme alışkanlığı, önemli enfeksiyon kaynaklarındandır. Peynir, çökelek halinde bekletildiği zaman Brusellanın yaşam süresi 3 aya kadar çıkar. İnfekte hayvan gübresi kullanılan toprakta yetişen taze sebzelerle de hastalığın bulaşabildiği bildirilmektedir. İnsandan insana bulaşma ya çok seyrek ya da hiç görülmemektedir. Yaralı deriden veya ağızdan alınan mikroorganizma önce en yakın lenf yumrularına, oradan kana geçerek kemik iliğine, eklemlere, sinirlere, beyine ve özelliklede cinsel organlara yerleşerek hastalık oluşturmaya başlar. Hayvan yetiştirenler, veteriner hekimler ve veteriner sağlık teknisyenleri, mezbaha çalışanları, et sanayinde çalışanlar ve laboratuar çalışanları brusellosisin bulaşması açısından daha fazla riske sahiptir. Hastalık etkeni insanlara enfekte hayvana ait çiğ sütün içilmesiyle ve enfekte sütün kaynatılmadan süt, krema, taze peynir ve tereyağı gibi ürünlerin yapılarak yenilmesiyle bulaşmaktadır.

Hastalığın Patogenezi (sakıncaları)
Hayvanlarda, yavru atma, kısırlık, mastitis’e sebep olur. Tedavi imkânın sınırlı olması ve masraflı olmasından dolayı ekonomik zararlara neden olur. Abortlar, gebeliğin her döneminde olmakla birlikte, genel olarak gebeliğin 6–8' inci aylarında meydana gelir.
Hastalık insanlarda, Gece terlemesi, gidip gelen bir ateş (dalgalı ateş), romatizma benzeri eklem ve kas ağrıları, huzursuzluk ve baş ağrısına neden olmaktadır. Ayrıca mikrop testislere, kalp, karaciğer gibi birçok organlara yerleşerek hastalık oluşturmaktadır. Yaralı deriden veya ağızdan alınan mikroorganizma önce en yakın lenf yumrularına, oradan kana geçerek kemik iliğine, eklemlere, sinirlere, beyine ve özelliklede cinsel organlara yerleşerek hastalık oluşturmaya başlar. Hayvan yetiştirenler, veteriner hekimler ve veteriner sağlık teknisyenleri, mezbaha çalışanları, et sanayinde çalışanlar ve laboratuar çalışanları brusellosisin bulaşması açısından daha fazla riske sahiptir. Hastalık tedavi edilmeği zaman çeşitli komplikasyonların yanın da ölüme de sebep olabilir.

Hastalığın komplikasyonları;
Osteoartiküler (%20-30)
Sakroileit (%45),
Periferal artrit (%40),
Spondilit (%7).
Genitoüriner (%2-40)
   Epididimo-orşit (%10)
    Nörobruselloz (%1-2)
    Endokardit (%1)
    Gastrointestinal (%1)
    Cilt (%5)

Koruma ve Kontrolü
Brusellosis enfeksiyonu bir sürüye girdikten sonra o sürünün hastalıktan ari hale getirilmesi oldukça güç, zaman alıcı ve masraflıdır. Ayrıca hayvan sahibi, yakın çevresi ve süt ürünlerini tüketenler için oluşan risk göz önüne alındığında hastalıktan korunma büyük önem taşır.
Brusellosisin kontrolü genel hijyenik tedbirlerin uygulanması, karantina, enfekte hayvanların sürüden çıkarılması (test ve kesim) ve aşılama yöntemleri ile olmaktadır.
Yavru atan hayvanların tüm atıkları ile bu atıkların temas ettiği yem ve altlıklar ya derine gömülerek üzerine yanmamış kireç dökülmeli veya yakılarak imha edilmelidir. Ahır ve ağıllarda dezenfeksiyon yapılmalıdır.
Sürüye veya işletmeye yeni hayvan satın alındığında test yaptırılmalı (Ergin S–19 aşısıyla aşılanan dişi sığırların aşılama tarihinden 6 ay sonra, genç S–19 aşısı ile aşılanmış 4–8 aylık dişi danaların aşılama tarihinden 12 ay sonra serolojik muayene sonuçlarının güvenilir olacağı dikkate alınmalıdır.) ve bunlar diğer hayvanlardan ayrı tutularak 30–60 gün sonra tekrar test yaptırıldıktan sonra diğer hayvanların yanına konulmalıdır. Bu uygulama, alındığında inkübasyon periyodunda olan (enfeksiyona yeni maruz kalmış) hayvanların tespitine yardımcı olur. Hayvan satın alınacağında Brusellozis bulunmayan sürüler tercih edilmelidir. Ayrıca hastalığın yayılmasını önlemek için brusellozis tespit edilen hayvanlar satılmamalıdır.
Bütün atık vakalarında zaman geçirilmeden Bakanlık İl ve İlçe Müdürlüklerine veya bir veteriner hekime müracaat edilmelidir. Hayvanlar brusellozise karşı aşılatılmalıdır. Sürüye yeni katılan hayvanların da aşılatılmasına dikkat edilmelidir.

Hastalığın kontrolü
Sürüde, ahır veya ağılda Bruselloz tespit edilmişse yavru atan hayvanlar sürüden veya bulunduğu ahırdan ayrılarak 3–4 hafta ayrı bir bölmede tutulmalıdır.
Atık yapmış hayvanın vagen akıntısı, idrar, gaita, atık yavru, yavru zarı ve sıvıları ile bulaşık yerlerde bulunan gübre ve yataklıklar derin bir çukura gömülür, üzerine sönmemiş kireç dökülerek çukurların üzeri kapatılır veya bulaşık gübre ve altlıklar uygun bir yerde yakılır. Ağıl veya ahırlar bir dezenfektanla dezenfekte edilerek 10–15 gün boş bırakılır. Hayvanlar ahır veya ağıla alınmadan önce dezenfeksiyon işlemi tekrarlanır. Sağlıklı bir sürüye hastalığın bulaşmaması için, dışarıdan kontrolsüz muayenesiz hayvan alınmamalıdır.
Sürüye yeni hayvan alınacaksa hayvanın alındığı yerde Brusella olmadığına dair sağlık sertifikası istenmeli ve kan alınarak laboratuar muayenesi sonucuna göre sürüye alınmalıdır. Boğa ve koçların 6 ayda bir kan muayenesi yaptırılmalı, hasta koç ve boğalar aşımda kullanılmamalıdır. Ülkemizde Brusella yaygın şekilde görüldüğü için buzağılar 3–8 aylıkken, dişi kuzular 3–5 aylıkken aşılanmalıdır. Süt her zaman kaynatıldıktan sonra tüketilmeli veya süt ürünleri hazırlanmalıdır. İnek veya koyunlarda yavru atmalar görüldüğünde hemen en yakın il veya ilçe tarım müdürlüklerine başvurulmalıdır.

Bruselloz Hastalığı Mücadelesindeki sıkıntılar

*   Yetersiz bütçe ve kontrol programının uygulama zorlukları (aşılama, tazminat vs)

*   Hayvan hastalıkla mücadelesi için ayrı bir bütçenin olmayışı,

*   Hayvanların kayıt altına alınması ve kimliklendirilmedeki sıkıntılar,

*   Daha önce hazırlanan ve uygulanamayan mücadele projesinin başarısızlığı,

*   Yetiştiricilerin aşılama ve mücadele programına karşı ilgisizliği, çiftçi bilinçsizliği

*   Hayvan ve hayvansal ürünleri hareketleri kontrolunun zorlukları,

*   Genç hayvanların aşılanmasındaki zorluklar ve yetersiz  genç aşılamaları,

*   Hastalık mücadelesinde veteriner servisinde çalışanlarla birlikte yetiştiricilere yönelik motivasyon yetersizliği,



vethekim_01
Linkback: http://www.gencveteriner.com/index.php?PHPSESSID=d42b357815ac84f0094bcf62766a0583&topic=1250.0
« Son Düzenleme: 11 Mart 2009, 01:46:09 Gönderen: vethekim_01 »